Bir yapının belirli bir etki altında nasıl davranması gerektiğini belirleyen kurguya "tasarım felsefesi" denir. Bu felsefe; hiç hasar almama, onarılabilir hasar ya da yalnızca can güvenliğini koruma hedefi gibi farklı performans seviyelerini içerebilir.
Türkiye'de Uygulanan Tasarım Felsefesi
Türkiye'de konut ve standart binalar için benimsenen yaklaşım "Kontrollü Hasar" prensibidir.
Kontrollü Hasar Nedir?
Tasarım depremi gerçekleştiğinde bina bazı elemanlarında hasar alabilir fakat kesinlikle göçmez ve can kaybına yol açmaz.
Tasarımda esas alınan büyük deprem yaklaşık 475 yılda bir meydana gelme olasılığı olan depremdir.
Bu nedenle tüm binaların en üst performans seviyesine göre tasarlanması ekonomik olarak sürdürülebilir değildir. Mevcut yaklaşım, mühendislik literatürüyle uyumludur ve doğru bir felsefeye dayanmaktadır.
Peki Neden Yıkımlar Yaşanıyor?
Asıl Sorun
Sorun tasarımın değil, uygulamanın yanlış olmasıdır!
Deprem sonrası incelemelerde sürekli aynı problemler görülür:
Yanlış Müdahaleler
Kolon boyutlarının büyütülmesi, beton dayanımının artırılması gibi yönetmelik değişiklikleri yapılmış olsa da bunlar kötü imalatı telafi etmedi.
Düzenli ve denetimli bir şantiyede 20–25 cm genişliğindeki kolonlar bile yeterli olabilir. Sorun boyutta değil; imalat kültüründe ve denetimdeki eksikliktedir.
Türkiye'nin Asıl Eksikliği
Yeni binalarda bile uygulama hatalarının devam ettiği gerçeği alarm vericidir. Kaliteli bir deprem güvenliği için:
- Sıkı ve bağımsız denetim
- Sıfır toleranslı uygulama
- Ciddi yaptırımlar
- Belediyelerden bağımsız kontrol mekanizması
Sonuç
Türkiye'nin taşıyıcı sistem tasarım yaklaşımı bilimsel olarak yerindedir. Ancak doğru tasarım ancak doğru uygulamayla anlam kazanır. Depreme dayanıklı bir ülke için yapılması gereken, tasarım felsefesini değiştirmek değil; uygulama disiplinini ve denetim sistemini kökten yenilemektir.
Alsaç İnşaat
Kentsel Dönüşüm ve İnşaat Uzmanı
30 yılı aşkın tecrübesiyle inşaat sektöründe güvenilir ve kaliteli projeler sunan Alsaç İnşaat uzman ekibi.